Hasan AKSAY – Vakit Gazetesi – 04.01.1994
Niçin Avrupa’ya gidiş-geliş beş, hac otuz milyon
Müslümanın çilesinden her Müslüman sorumludur. Hem de ayağına batan diken misaliyle.. Aslında yeryüzünde kim olursa olsun, haksızlığa uğrayan herkesten Müslüman olarak biz sorumluyuz. Çünkü Hakk’ın şahitliği görevi bizimdir. Çünkü Müslüman, iyiliği emretmek, kötülüğü nehyetmekle yükümlüdür. Kur-an-ı Kerim, “Haksızlığa uğradığı zaman hakkını alanlar”ı övüyor. Gözün görmek, kulağın duymak, dilin hakkı söylemek için olduğunu öğretiyor. Gözleri olduğu halde görmeyen, kulakları olduğu halde duymayan, dilleri olduğu halde hakkı söyleyemeyenleri kınıyor.
Ne olmuş bizlere? Haksızlığa uğrayan herkesin hakkını almak şöyle dursun, kendi hakkımızı almaktan ve hatta istemekten bile mahrum kalmışız. İki ateist çıkıp, Müslümanlara zulüm üstüne zuüm yapıyor da, dilimiz yok ki reddedelim.
Üniversite birincisi kızımıza, “Sen İslâmî şuurla başını örtüyorsun. Biz şuurluMüslümanı merasimle onurlandıramayız” deyip, hak ettiği diplomayı vermiyorlar. Biz kalkıp da “Şuursuzdan Müslüman mı olur? Her Müslüman şuurludur. Zaten Müslüman olmakla ancak akıllı kimseler mükelleftir. Bu bakımdan yaşı dolmuş da, zekâ bakımından akıl baliğolamamaış kimseler sorumlu değildir” diyemez hale gelmişiz.
Selçukilerin başşehri Konya’da Selçuk Üniversitesi Rektörü Halil Cin, sadece, Müslümanlara hakaret olsun diye, İslâm ve imanın yoğurduğu bu şehirde, bütün işlerini bırakarak, kızlara tahsis edilmiş otobüslere erkek öğrenci bindirme görevini üstlenmektedir. Fabrikaların dahi özel servis araçları var. Halil Cin’in bu gayretlerini zamanın Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in görüşlerine katılma gösterisi olarak değerlendirenler haklı olabilirler. Ama bu durum Halil Cin’in hakaret etmek için niğçin Müslümanı seçtiği gerçeğini değiştirmez.
Hac mevsimi geliyor. Hac yolu ve Arabistan, Avrupa’dan çok daha ucuz. Gel gör ki Avrupa’ya bir insan beş-altı milyonla gider, orada kalır ve gelir. Ama hacca gidecek olursa, engel üzerine engel yıpılır ve hacı, ancak 25-30 milyona gidip gelmektedir. Neden beşbinkişinin masrafını bin kişiden alıyorlar? Kimler aralarında pay ediyor? Müslüman neden daima “peki” demenin ötesinde bir şey yapmıyor, yapamıyor?
Bir yılda hacıların ödediği haraç kadar bir imkânla, Müslümanların haklarını koruyacak medya vasıtaları kurulsa, insan hakları cemiyetleri gibi kuruluşlar oluşturulsa ve böylecemüslümanın sesi ve acısı duyurulsa, savunulsa. Ne kadar küllenirse küllensin, insanlığın vicdanı vardır. Pety Reagan’ı, babası Reagan’a karşı çıkaran, İngiltere Demir Leydi’nin kızını annesine karşı tavır koymaya sevkeden bu vicdandır. Atasözümüz “Ağlamayana meme yok” diyor. Şüphesiz, “Acılar paylaşıldıkça küçülür, sevinçler paylaşıldıkça büyür.”