DANIŞTAY ( ) DAİRE BAŞKANLIĞINA
GÖNDERİLMEK ÜZERE
İSTANBUL İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
Yürütmenin Durdurulması Taleplidir
DAVACILAR : 1) Müstakil Tüketiciler Birliği Derneği
Demirkapı cad. No: 25/B Bayrampaşa /İST
2) İsmail Ersoy ( Hac Seyahati Müşterisi)
Kocatepe cad. No:29 D:9 Bayrampaşa /İST
3) Songül Ersoy ( Hac Seyahati Müşterisi)
Kocatepe cad. No:29 D:9 Bayrampaşa /İST
4) Ekrem Saka (Hac Seyahati Müşterisi)
Merkez mah. Bozkır sok. No: 16 D:12 Güngören /İST
5) Mustafa Temel ( Hac Seyahati Müşterisi)
Hürriyet mah. Rumeli cad. No:48 D:3 G.o.Paşa / İST
DAVALILAR : 1) Bakanlar Kuruluna İzafeten Başbakanlık ANKARA
2) Kültür ve Turizm Bakanlığı ANKARA
3) Diyanet İşleri Başkanlığı ANKARA
4) Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Dikilitaş Aşık Kerem Sokak No:
55-1 Beşiktaş / İST
KONU : Bakanlar Kurulunun 10.05.2005 tarih ve 2005/8801K sayılı kararının; Hac ve Umre Komisyonunun 22.07.2005 tarihinde yaptığı toplantı sonucunda yayınladığı Hac Seyahati düzenleyecek (A)Grubu Seyahat Acentelerinin Uyacakları Hususlara Ait Şartnamenin yürürlülüğünün durdurulması ve esastan iptali talebi.
TEBLİĞ TARİHİ : Diyanet İşleri Başkanlığının internet sitesinde yayınladığı şartnameye 08.08.2005 tarihinde hac kayıtlarının başlamasıyla muttali olduk. İ.Y.U.K 7/4 gereğince Bakanlar Kurulu Kararının da iptalini isteme zarureti hasıl olmuştur.
AÇIKLAMA :
1) Bakanlar Kurulu’nun 2005/8801 sayılı 10.05.2005 tarihli kararı ile Hac ve Umre Seyahatleri ile ilgili işlerin Diyanet İşleri Başkanlığınca Yürütülmesine Dair Kararda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Karar, Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlülüğe girmiştir.
2) Bu karara dayanılarak, Diyanet İşleri Başkanlığı, Hac ve Umre Komisyonu 22.07.2005 tarihindeki Hac Seyahati Düzenleyecek A Grubu Seyahat Acentalarının Uyacakları Hususlara Ait Şartname yayınlamıştır.
3) Başbakanlık Diyanet İşleri Başkanlığı Bakanlıklar arası Hac ve Umre kurulu 2005/04 sayılı 03.08.2005 tarihli kararı ile 2006 yılındaki hac tavan fiyatlarını belirlemiştir.
4) Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği‘nin hazırladığı 2006 yılı kontenjan acentalarının hangi ilden kaç kişi kayıt yapabileceğini gösteren dağılım tablosu dilekçemiz ekindedir.
5) Bakanlar Kurulu ve diğer idari kuruluşlar tüm bu düzenlemeleri yaparken başlıca amaç , Müslümanlar için kutsal kabul edilen mahallere yapılacak seyahatin Devlet onuruna yaraşır şekilde olmasıdır. Fakat neticede bu gerçekleşmemektedir. Kendilerine kontenjan verilen (A) grubu acentalarının %80’i komisyon karşılığında, vekaletname vererek hac yolcularını yönetmelik ve şartnamede ki niteliklere haiz olmayan acentalara devretmektedirler. Bu hal, hem yasayı dolanmak anlamına gelmekte, hem de hac yolcularına artı maliyete sebebiyet vermektedir. Kendisine kontenjan verilen acentalar, bu seyahati düzenlemede uzman olan acentaları aracı kılarak hiçbir sorumluluk ve yatırıma girmeden komisyon almaktadırlar.
6) Bakanlar Kurulu 2005/8801 sayılı kararıyla, hac yolcularının, organizeler arasında tercih ve seçme hakkını ortadan kaldırmıştır. Bu karardan önceki (2000/24053) Hac ve Umre Kararnamesinde
“…Hacca gitmek isteyenler Başkanlığa müracaat ederler. Hac için Suudi Arabistan makamlarınca kota uygulanırsa, Başkanlıkça çekilen kur’a ile kota miktarı kadar aday tespit edilir. Hacı adayı Diyanet İşleri Başkanlığı (D.İ.B) veya A grubu seyahat acentaları tarafından yapılan bir organizasyonu, serbest rekabet kuralları çerçevesinde , tercih etmekte serbesttir” hükmü yer almakta ve hacı adaylarının tamamına tam bir tercih serbestliği tanımaktaydı. Hacıların tamamı Diyanet İşleri Başkanlığını tercih edebildiği gibi, dilerse acentaların organizasyonlarını da tercih edebilmekteydi. Böylece organizasyonların hizmet, kalite ve fiyatta yarışması söz konusuydu.
7) Yeni kararnamede “Hacca gitmek isteyenler Başkanlığa müracaat ederler. Hac için Suudi Arabistan makamlarınca kota uygulanması halinde kurul, hacı adaylarının hangi usulle belirleneceğine karar verir. Kurul, her ilde hacca gideceklerin %40 ‘ını aşmamak üzere (A) grubu seyahat acentelerine kontenjan verir ve bu kontenjanın dağılmasına dair esasları belirler” (madde 2).
8) Yeni kararname ile getirilen paylaşım anlayışıyla hizmet ve kalite ne olursa olsun hacı adaylarının %60‘ı Diyanet İşleri Başkanlığını, %40’ı da (A) grubu acentalarının organizasyonunu tercih etmek zorunda bırakılmaktadır. Her ilde (A) grubu acentaların dağılımı TÜRSAB tarafından yapılmış ; ekli tabloda görüleceği gibi bazı iller tek bir acentaya verilmiştir.Mesela Kastamonu bir tek acentaya bırakılmıştır. Bu ildeki hacı adayları bu firmayla hacca gitmek zorundadır, başka bir firmayı seçemezler. Böylece rekabet ortamı yok edilmiştir.
9) Çekilen kura sonunda hacıların isteği dikkate alınmadan %60’ı D.İ.B, %40’ı seyahat acentelerine tahsis edilmiştir. Oğlu seyahat acentesi, anne ve babası D.İ.B organizasyonuna kaydolma durumunda kalan vatandaşlarımız olmuştur.
Hac organizasyonuna 127 acente dosya sunarak müracaat etmiştir. Bunlara geçmiş yıllarda olduğu gibi döviz girdisine göre yapabilirlik belgesi yerine, hacı sayısına eşit yapabilirlik belgesi verilmiştir. Böylece hiç beğenilmeyen bir acenteye bile verilen kontenjan kadar hacı gitmek zorunda kalacaktır.
Yani kontenjan alan, aldığı kontenjan kadar hacı adayı kaydetmeyi garanti etmiş olmaktadır. İhtisası Hac ve Umre olmayan incoming acenteleri eskiden kontenjan devrederken, şimdi hazır hacı adayı müşterisi ile birlikte devreder hale geldiği için hiçbir emek sarf etmeden elde ettiği gelir artmakta böylece sebepsiz bir kazanca neden olunmaktadır.
Hacı adayları D.İ.B. ve acenteler arasında paylaşılmış olmakla kalmamış, adeta alım satım borsası oluşmuştur. 40 bin kişilik kontenjan 6-7 elde toplanarak tekelleşme oluşmuştur. Bu merkezler, satışı garanti olan bu kontenjanları, 1 milyon $ girdi yokluğu sebebiyle organizasyondan dışlanmış ve kendilerine mahkum kılınmış diğer A grubu seyahat acenteleri kanalıyla organize ettiriyor veya vekalet sistemi ile kontenjan devredip yüksek meblağlar elde etmektedirler. Hac fiyatlarının maliyetine 250 USD ‘lik ek külfet yüklenmesinin ana sebebi budur.
10) Türkiye’den dünyanın herhangi bir ülkesine düzenlenen bir tur için tur onayı şartı fiilen uygulanmamaktadır. Hac ve Umre organizasyonunda halen uygulanan şekli ise hatalı ve istismara açıktır.
Nitekim Hac ve Umre organizasyonunda halen uygulanan şekli bile değişik yıllarda farklılık arz ettiği gibi çelişkiler de arz etmektedir. Mesela ;
- a) 1618 sayılı yasaya seyahat acenteleri bir önceki yılın döviz girdisinin %25’i miktarını aşmamak üzere yurt dışına tur düzenleyebileceklerini öngörmüş, Umre organizasyonlarında 800 bin dolar girdisi olan bir acente %25’i olan 200 bin dolar bilet ve vize dışındaki Umre maliyeti olan 150 USD ‘a bölünüp 1333 kişiyi umreye götürebilir belgesi alarak organizasyon yapabiliyor.
Aynı sistem geçen yıllarda Hac organizasyonunda da aynı şekilde uygulanmış, sadece Hac organize maliyeti bilet dışında 1000 USD kabul edildiğinden döviz girdisinin %25 ‘i bine bölünüyor. Yani bir milyon girdisi olan bir acenteye 250 kişilik yapabilirlik belgesi veriliyordu. Bu sene kanun çok farklı bir şekilde uygulanmış, beş milyon dolar girdili bir acenteye bile 165 kişilik yapabilirlik verilerek tamamen belli maksatları tahakkuk ettirebilecek mekanizma oluşturulmaya çalışılmıştır.
- b) 1618 sayılı yasa, yabancı sermayeli acentelere yurt dışı turu düzenleme imkanı vermemektedir. Ama Hac organizasyonu için müracaat eden acentelere bu madde göz ardı edilerek yetki verilmiştir.Bu uygulama 1618 sayılı yasaya aykırıdır.
- c) 1618 sayılı yasa , iki yıl içinde 80.000 USD girdi şartını yerine getiren acentalara yurt dışı turu düzenleme hakkı tanımış ve Umre’de böyle uygulanırken Hac mevsiminde bir milyon dolar girdisi olmayan acentalara Hac Organizasyonu imkanı tanınmıyor.( Bu meblağ 2000 yılında 360.000 USD olarak belirlenmişti). Böylece ihtisas ve ilgi alanı Hac ve Umre organizesi olan seyahat acenteleri yerine ihtisas ve ilgi alanı incoming olan ve bu sebeple döviz girdisi yüksek olan acentalara Hac Organizasyonu imkanı verilmektedir. Bilgi ve tecrübeleri yeterli olmayan,bir alanda elde ettiği imkanı diğer meslektaşlarına vekalet vererek kullandırma karşılığında bir gelir kaynağı elde eden acentalar, bir başka acentayı kendi ihtisas alanında ismini dahi zikretme şansı vermeden komisyoncu durumuna düşürmektedir.
11) Bakanlıklar arası Hac ve Umre kurulunun Hac fiyatı belirleyen kararındaki hatalar: Arabistan makamlarının konaklama ölçülerini 3 metrekareden 3.5metrekareye çıkartması maliyet artışına gerekçe gösteriliyor. Oysa Türkiye 4 seneden beri konaklama ölçülerini 3,5 metrekareye bir kişi olarak uygulamaktadır. Bu durum geçmiş yıllardaki şartname, sözleşme ve uygulamalarla sabittir; maliyet artışına gerekçe gösterilemez.
Mekke de bazı otellerin yıkılması sadece lüx organizeleri etkileyebilecek durumdayken standart organizelerin fiyat artışına da gerekçe gösterilmiştir. Yıkılan oteller Harem-i Şerife 150-200 metre mesafede olup, standart organizelerdeki hac evleri ise 2-4 km. uzaklıkta ve büyük bir kısmı yıkımlardan önce bağlantıları yapılmış, kiralanmış olan evlerdir. Hac mevsiminde bütün otobüsler klimalı olup SAPTCO ile diğer otobüsler arasındaki fiyat farkı yoktur. Hacı adaylarının eğitimi ve din görevlilerinin semineri geçen yıllarda da yapılmaktaydı.
Çanta geçen yıl hariç diğer yıllarda verilmekteydi. Diğer faktörlerin maliyeti kesinlikle 50-100 doları geçmemektedir Bu sebeple elli-yüz doların üzerinde bir artışın gerekçeleri kararda gösterildiği
gibi olmadığı sektörde yapılacak incelemeler sonucu rahatlıkla tesbit edilebilir.
12) 1618 sayılı yasada (A) grubu acentalar için getirilmiş 80.000 USD ‘lik döviz girdisi şartı, yasal bu hükme aykırı olarak şartname ile “ birmilyon” dolara (1.000.000. USD) çıkarılmıştır. Her şeyden önce bu şart yasaya aykırıdır. Öte yandan 80.000 USD şartı olursa bütün acentelerin bu işe girişeceği, dolayısıyla organizenin halk tabiri ile “ayağa düşeceği” şeklinde bir algılama mevcuttur. Oysaki Umre Organizasyonunu dileyen her acente yapabilmekte (1.000.000. USD şartı aranmamakta) ve hiçbir sorun çıkmamaktadır.
13) Uygulamada üç gurup acente oluşmuştur.Bunlar :
A) 2000-2005 yılları arasında ki uygulama , seyahat acentelerini:
- Kontenjanı olan acenteler(Incoming yapan seyahat acenteleri)
- Kayıt acenteleri (Umre organizasyonu yapan fakat ekibi, müşterisi ve gücü açısından organizeyi tek başına yürütemeyecek durumdaki A Grubu seyahat acenteleri)
- Organizatör acenteler (Umre organizasyonu yapan A Grubu seyahat acentelerinden Hac organizesi yapmak için ekibi , müşterisi ve gücü olan acenta veya onlarla birlikte çalışan kontenjan acenteleri) şeklinde tasnife zorlamışken , yapabilirlik belgesi alan kontenjan acentelerinin “yapabilirlik” imkanı çok yüksek olması sebebiyle , kayıt ve organizeyi yapabilen organizatörler ön plana çıkmış, sadece kayıt acenteler onları takip etmiş, kontenjan acenteleri ise üçüncü plana düşmüştür. Bu uygulamada her şey resmen kontenjan acenteleri adına yürütülmek zorunda olup , organizatör acenteler kendi acente isimlerini dahi zikredemeyen,mali ve resmi sorumluluğu olmayan fakat uygulama sorumluluğunu üstlenen, müşterisinin muhatabı konumunda olan acentelerdir.
- B) 2005-2006 yılında uygulanması planlanan sistemde ise serbest rekabet ortadan kaldırılıp kontenjanlar hacı sayısına eşit hale getirilince, (iki milyon dolar girdisi olan acenteye, 500 kontenjan yerine 125 kontenjan verilerek) kontenjan acenteleri(incoming yapan acenteler) ön plana çıkartılmıştır.
Kayıt ve organizatör acenteler (Hac ve Umre organizesi ihtisas alanı seçmiş acenteler)önemini kaybetmiştir.Buna rağmen uygulamada fazla bir değişiklik olmayacağı dikkate alınırsa , organizede fiili emeği olmayan incoming acenteleri ve onları yönlendiren ve haklarını belli ellerde toplayan, tekelci , emeksiz kazanç peşinde olanlara fırsat yaratılmış olmaktadır.
Netice olarak ;hatalı sistem sebebiyle ihtisas acenteleri dışlanıp oluşturulan suni şartlarla araya konan kontenjan acentelerinin , bilgi ve ihtisas eksikliğini istismar eden , kontenjanları birkaç elde toplatan bir grup oluşmuştur.Hacı adaylarının serbest rekabet ortamında tercih hakkı ortadan kaldırılarak kalitesiz hizmete fazla ücret ödeme ihtimali açık bırakılmış ve mağdur olabilmelerine imkan hazırlanmıştır.
14) Bu yolculuklarda yolcular , gideceği aracı , gideceği güzergahı hatta gideceği firmayı kendi seçememektedir. İdare bu şartname ile kara, deniz ve demiryolu ile hac yolculuğunu yasaklamaktadır. Bu uygulama milli menfaatlerimize aykırı bir durum olduğu gibi hacı adaylarının yasal haklarını da ihlal etmektedir.
15) D.İ.B ının %60 ı kendisine ayırması, (kendisinin hiç İncoming “turizm girdisi” olmamasına rağmen) kalan %40 ının inanç turizmi ile hiç ilgisi olmayan içlerinde yabancı menşeli şirketlerinde bulunduğu (1680 sayılı Seyahat Acenteleri ve Seyahat Acenteleri Birliği kanunun 3.
maddesine göre “ yabancı sermayeli seyahat acenteleri yurt dışına tur tertip edemezler” hükmüne aykırı bir durum da vardır) firmalara hacı adayları mahkum edilmektedir. Bu kaba bir insan hakları ihlalidir.
16) Bu garip uygulamalar yüzünden birçok kişi Avrupa ülkelerindeki tanıdıkları vasıtasıyla o ülkeler üzerinden kutsal yolculuğa çıkmaktadırlar. Oysa turizm yollarının çeşitlendirilmesi eko etkisi yapacağından ülke ve sektör çıkarı açısından olumlu bir gelişme olacaktır. Türkiye kendi yurttaşlarının bile alternatif yollar aradığı bir ülke , bölgesel bir çıkış yolu olacak ve yüz binlerce kişi , Türkiye’yi daha yakından tanıma fırsatı bulacaktır.
17) Devletin özelleştirme konusunda irade koyduğu bir zamanda , dini bir ibadeti devletleştirme ve devlet tekeline alma gayretlerini anlamak ve hukuki bir zemine oturmak mümkün değildir.
YÜRÜTMENİN DURDURULMASI TALEBİMİZİN GEREKÇELERİ:
Hac yolcuları diledikleri firma ile seyahat edemeyeceklerdir. Rekabet ortamı yok edildiğinden 1200 dolara yapılabilecek seyahat 2050 dolara yapılmaktadır. Türkiye’nin tanıtımına engel olunmaktadır . Kutsal topraklara köprü olan ülkemiz bu olanaktan mahrum bırakılmakta , turizm girdilerine engel olunmaktadır. Uluslar arası sözleşmeler , Anayasa ve yasaya aykırı yönetmelik ve şartnamenin ilgili hükümlerinin dava sonuna kadar yürürlülüğünün durdurulması gerektiği kanaatindeyiz.
SONUÇ : Arz ve izah ettiğim sebeplerle ; evvelemirde yürütmenin durdurulması talebimizin kabulüne, esastan ise,
1) 2005/8801 karar sayılı 10.05.2005 tarihli Hac ve Umre Seyahatleri ile ilgili işlemin Diyanet İşleri Başkanlığınca Yürütülmesine Dair Kararda Değişiklik Yapılması Hakkında Kararın, 2. Maddesinde yer alan ; “…kurul, hacı adaylarının hangi usulle belirleneceğine karar verir. Kurul, her ilde hacca gideceklerin %40 ‘ını aşmamak üzere (A) grubu seyahat acentelerine kontenjan verir ve bu kontenjanın dağılmasına dair esasları belirler” ibaresinin iptaline ;
2) 22.07.2005 tarihli , Diyanet İşleri Başkanlığının Denetim ve Gözetimi Altında 2006 Yılında Hac Seyahati Düzenleyecek (A) Grubu Seyahat Acentaları’nın Uyacakları Hususlara Ait Şartnamenin ;
a- 2. maddesinde yer alan :
“Acenta Türkiye genelinde kayıt edeceği hacı sayısı 90 kişiden az olmamak üzere…..” ibaresinin iptaline;
b- Aynı maddede yer alan : “….hava yolu .” ibaresinin iptaline ;
c- 4. maddesinin (b) bendinde yer alan :
“Acenta , 01/Ocak/.2004 – 31/Aralık/2004 tarihleri arasında incoming faaliyetlerinden dolayı en az 1.000.000 – (birmilyon) dolar döviz girdisi sağlandığını belgelendirecektir” ibaresinin iptaline;
d- 4. maddenin (c) bendinde yer alan :
“Acentanın düzenleyeceği Hac organizasyonu en az 90 en fazla 2000 kişi olacaktır” iptaline ;
3) Başbakanlık Diyanet İşleri Başkanlığı Bakanlıklar Arası Hac Ve Umre Kurulunun yayınladığı 03.08.2005 tarihli 2005/04 sayılı kararın tamamen iptaline;
4) Masraf ve ücreti-vekaletin davalılara tahmiline karar verilmesini saygılarımla bilvekale talep ederim. 19.08.2005
EKLER :
Ek: 1) Bakanlar Kurulunun 2005/8801K. sayılı 10.05.2005 tarihli kararı
2) 22.07.2005 tarihli Hac Ve Umre Komisyonu Kararı
3)D.İ.B Bakanlıklararası Hac ve Umre Kurulunun 2005/04sayılı 03.08.2005 tarihli kararı
4) TÜRSAB tarafından hazırlanan ve kontenjanların acentalara dağılımını gösteren il bazındaki çizelge
DAVACILAR VEKİLİ
AV.SALİH DÖĞÜCÜ